Hüzün taze tutar aşk yarasını. Yaramdan da hoşum, yârimden de. – Arza hacet yok, halim sana ayandır. Dile gerek yok, sessizliğim sana beyandır. Söze lüzum yok, susuşum sana kelamdır. Kelama ihtiyaç yok, aşk sana figandır. – Kalp midir insana sev diyen yoksa yalnızlık mıdır körükleyen?
Hüzün taze tutar aşk yarasını. Yaramdan da hoşum, yârimden de. Evlilik geçici duygular ve imkanlar üzerine değil, İmân ve Ahlak güzelliği üzerine kurulmalıdır. Ve ben; dilek tutmadım hiç. Hep dua ettim: ‘ömrün ömrüme nasip olsun’ diye. Yâr dediğin? Allah’ın emri Peygamberin kavli ile girebilmeli yüreğine.
Yüz parça olmuş gönlümün nuru da sensin. Çaresiz gönlüm de, senden başka ne varsa hepsi yok oldu. Beni kimsesiz bırakma! Gel! Hüzün taze tutar aşk yarasını. Yaramdan da hoşum, yarimden de Sen beni sevdikten sonra malın mülkün değeri mi olur? Zaten toprak üstünde ne varsa hepsi de toprak olacaktır.
– Hüzün taze tutar aşk yarasını. Yaramdan da hoşum, yârimden de. – Öyle kahvaltıları yatağa istemem, Sabah namazına kaldır yeter. – O ne güzel tehdit öyle, namazını kılmazsan evlenmem seninle! – Duyuyor musun beni yar? Çayı açık, seni kapalı severim! – Acı, acıyla iyileşir. Aşk ise daha büyük bir aşkla.
Hüzün taze tutar aşk yarasını, yaramdan da hoşum, yârimden de Aşk öyle engin bir denizdir ki, ne kenarı vardır ne de ucu bucağı. Bize gözün değil gönlün gördüğü yürek gerek. Toprak gibi sessiz olduğum an bil ki; şimşek gibi gökte gürlüyor feryadım.
***Hüzün ki en çok yakışandır aşıklara. Yandık, yakıldık; ama hüzünden yana asla yakınmadık. Ne de olsa biz mahzun bir Peygamberin ümmeti değil miyiz? Hüzün taze tutar aşk yarasını. Yaramdan da hoşum, yârimden de. ***Kır kalemin ucunu. Bundan sonraki yolculuğumuz aşk yolculuğudur. Aşkı kalem yazmaz ki kitaplarda
EffHcI. Aşk kirli gönüllerin ya da ağızların oyuncağı değildir. Birini seviyorsanız, onu Allah’tan isteyin. Kalpler Allah’ın elindedir. Hüzün taze tutar aşk yarasını. Yaramdan da hoşum, yârimden de. Edepli Edebinden Susar, Edepsiz de Ben Susturdum Zanneder. Aşk; aramak değil Allah’a bırakmaktır.
Hüzünki en çok yakışandır âşıklara. Yandık, yakıldık; ama hüzünden yana asla yakınmadık. Ne de olsa biz mahzun bir Peygamberin ümmeti değil miyiz? Hüzün taze tutar aşk yarasını. Yaramdan da hoşum, yârimden de. | Sems-i Tebrizi
Hüzün taze tutar aşk yarasını Yaramdan da hoşum, yârimden de! ” {Şems-i Tebrizi} Gönül yarasını sarmak zor ama Yaramdan da hoşum ben, yârimden de. Yeter ki üzülme, sen düşme gama Yaramdan da hoşum ben, yârimden de. Yârim olmasaydı yaram olmazdı, Bu yürek yâr için çarpıp durmazdı, Herkes mutlu olsa hüzün
Hüzün taze tutar aşk yarasını. Yaramdan da hoşum, yârimden de Aşk öyle engin bir denizdir ki, ne kenarı vardır, ne de ucu bucağı. Hadi yaramı sarmaya merhemin yok. Yalandan da olsa gönül alamaz mısın? Aşk kalpten vurur, dost ise sırttan. Kalp iyileşir ama sırt hep kambur kalır.
Neyana dönsem yüzüme hüzün eser. Bütün insanlar ay gibidir. Ve herkesin hiç kimseye göstermediği karanlık bir tarafı vardır. Hüzün adres değiştirir zamanla, benden geçer, sana göçer sevdiğim. Hüzün taze tutar aşk yarasını. Yaramdan da hoşum, yarimden de. Hüzne kapılmayın. Çünkü Allah adildir. Kimsenin ahını
hüzün taze tutar aşk yarasını yaramdan da hoşum yârimden de